İstanbul İl Müftüsü Doç. Dr. Rahmi Yaran, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarının açılmasını, İslam dini açısından sakınca görmediklerini dile getirirken, ‘Dini açıdan bir bunda bir sakınca görmüyoruz fakat burada ölü mahremiyetine dikkat etmek gerekir’ dedi.
Doç. Dr. Rahmi Yaran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mezarların çok önemli bir neden olmadıkça açılmasının yanlış olacağını belirtti. Mezarları bir emanet olarak görmek gerektiğini, ancak, zorunluluk durumlarında mezarların açılabileceğini ifade eden Doç. Dr. Rahmi Yaran, şöyle konuştu:
‘Merhum Cumhurbaşkanımız’ın mezarının açılmasını, basından takip ettiğim kadarıyla biliyorum. Burada hukuki bir durum, bir iddia var. Öyle anlaşılıyor ki, yargı makamları da bu iddiayı önemsiyorlar. Bu maksatla mezarların açılması, ilgili yasal mevzuat içinde, öteden beri yapılagelen bir işlemdir. Dini açıdan bunda bir sakınca görmüyoruz fakat burada ölü mahremiyetine dikkat etmek gerekir. İnsanın, öldükten sonraki cesedi bile muhteremdir, hürmete layıktır, saygın bir varlıktır. Ona karşı saygısızlık yapılmaz. Mezarlar mümkün mertebe insanların önünde açılmaz. Bunlara riayet edildiğini anlıyoruz.
Mezar açılırken görmesi gereken kişiler, elbette bulunacaktır. Bunlar da mümkün mertebe gördüklerini sağda solda konuşmazlar. Bu bir tür emanettir. Bunu biz cenaze yıkayanlara da, ‘Gördüklerinizi olumsuz yorumlara yol açabilecek şekilde anlatmamanız uygundur’ diyerek de söyleriz. Çünkü görülenlerin yorumlanması ayrı bir şeydir. Hiç birimiz yorum yapamayız. Bu Cenab-ı Hakk’ın bileceği bir durumdur. Bu nedenle ölünün yıkanışı anından itibaren biz, ölülerin iyiliğinden konuşuruz, olumsuz bir şey konuşmayız.’
-‘Sebepsiz yere mezar açılması sadece ölüyü değil herkesi rahatsız eder’-
Doç. Dr. Rahmi Yaran, ‘Mezarların açılması merhumun ruhunu rahatsız eder mi?’ şeklindeki soruyu ise ‘Sebepsiz yere mezar açılması sadece ölüyü değil, herkesi, tüm Müslümanlar’ı rahatsız eder. Haklı bir sebebe istinaden mezarın açılmasında bir sakınca yoktur. Bu haklı sebep çok önemli olmalıdır. Burada da hukuki bir durum söz konusudur’ diyerek cevapladı.
İslami açıdan mezarların açılmasında ya da kapatılmasında özel bir ritüel bulunmadığını da ifade eden Rahmi Yaran, ‘Şöyle bir misal verilir: Farz edelim mezara bir miktar para düştü. Mezar açılır, para alınır, mezar kapatılır. Merhum Cumhurbaşkanımız’ın da mezarı açıldı, Adli Tıp Kurumu’nda bir takım incelemeler yapılacak ve tekrar defnedilecek. Türkiye’de daha önce yüzlercesi yargı kararlarıyla yapılmıştır. Eğer bu merhum Cumhurbaşkanımız gibi kamuoyuna mal olmuş bir şahıs olmasaydı, muhtemelen kimsenin haberi dahi olmayacaktı’ diye konuştu.
– ‘Yeni cenaze namazını uygun görmem’ –
Mezarı açılan kişiler için ikinci bir cenaze törenine ihtiyaç olmadığını kaydeden Yaran, sözlerini şöyle tamamladı:
‘Merhum başbakanlarımızdan Adnan Menderes’in cenazesi, İmralı Adası’ndan getirildiğinde cenaze namazı kılınmıştı. Ancak bunu biraz kamuoyunun isteği gibi düşünmek gerekir. Çünkü onlar için milletin arzu ettiği manada bir cenaze töreni yapılamamıştı. Cenaze namazları istendiği gibi kılınamamıştı. Millet bir noktada sevgi ve saygıyı gösterme ihtiyacı hissetmişti. Belki bir ölçüde bunun için mazur görülebilir ancak merhum Cumhurbaşkanımız’ın hayli muhteşem diyebileceğimiz bir cenaze merasimi yapılmıştı. Ben burada ikinci bir cenaze merasimini uygun görmem.’